Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç, Türkiye ile Rusya ortasındaki alakaların son gelişmelerden olumsuz etkilenmediğini söz ederek, “Türkiye, NATO üyesi olarak Rusya ile alakasında çok açıktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO ittifakı içerisinde devlet liderleri ortasında bu sıkıntıyı ABD’ye götüren ve Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin ile açık, şeffaf ve olumlu bir bağ yürüten tek önder. Putin’in kendisi de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çok açık ve şeffaf bir bağı olduğunu belirtti.” dedi.
Kılıç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez çeşidi kapsamında Birleşik Arap Emirlikleri’nde olduğu sırada, bilhassa Tahıl Mutabakatı ve Rusya ile bağlantılara dair CNN International’a konuştu.
Karadeniz Tahıl Koridoru Muahedesi’nin mühletinin sona erdiğini ve takımların üzerinde çalıştığını belirten Kılıç, Erdoğan’ın bahisle yakından ilgilendiğini ve mutabakat sağlamaya çalışacaklarını lisana getirdi.
Kılıç, farklı tarafların hususa müdahil olduğunu ve Türkiye’nin üzerine düşeni yapacağını söz ederek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez cinsini tamamlamasının akabinde bu hususta yapılabilecekler üzerine çalışacaklarını söyledi.
Putin’in ağustosta Türkiye’yi ziyaret edeceğine dair telaffuzların Kremlin tarafından şimdi onaylanmamasına ait Kılıç, Rusya ve açıklamaları hakkında yorum yapamayacağını lakin Putin’in ağustosta Türkiye’yi ziyaret etmesine dair planlamalar ve çalışmalar olduğunu kaydetti.
Kılıç, Tahıl Koridoru Mutabakatı’nın sürdürülmesi konusunda Putin’in muhtemel taleplerinin ne olabileceğine dair soruya, “Muhataplarımızdan, ortaklarımızdan ve Rus tarafından öğrendiklerimize nazaran (Rusya’nın) şad olmadığı birtakım sorunlar var. Tahıl Mutabakatı kapsamında verilen lakin yerine getirilmeyen taahhütleri kast ediyorlar. Bunlar üzerinde çalışmalıyız. Bunun dünyanın şanssız bölgelerine yönelik bir muahede olduğu çok açık. Bu mutabakattan gelecek tahıla bağımlı olan ülkeler olacak, bunun üzerinde çalışacağız.” biçiminde karşılık verdi.
“Erdoğan ile Putin ortasında açık, şeffaf ve olumlu bir ilgi var”
Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine yönelik olumlu tavrının, Türk-Rus ilgilere tesirine ait sorulara değinen Kılıç, bu kararın Rusya ile bağları olumsuz etkilemediğini vurgulayarak, “Türkiye, NATO üyesi olarak Rusya ile bağında çok açıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO ittifakı içerisinde devlet liderleri ortasında bu sıkıntıyı ABD’ye götüren ve Devlet Lideri Putin ile açık, şeffaf ve olumlu bir bağ yürüten tek başkan. Putin’in kendisi de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çok açık ve şeffaf bir münasebeti olduğunu belirtti.” dedi.
Kılıç, Türkiye’nin her vakit ön cephede olduğunu, kendi bölgesi ve komşu bölgelerdeki gelişmeleri çok ciddiye aldığının altını çizerek, Ukrayna’daki savaşın da Türkiye’ye ve bölgeye çok yakın olduğunu, bu nedenle oradaki tüm taraflarla çok yakından çalıştıklarını anlattı.
Türkiye ve Rusya, çeşitli kurumlarıyla daima iletişimde
Daha evvel Rusya ile Ukrayna ortasındaki esir takasına dahil edilen ve güvenlik gayeli Türkiye’de bulunan Azov Taburu kumandanlarının Ukrayna’ya gönderilmesinin Türkiye ile Rusya ortasındaki alakalara tesirine dair Kılıç, “Dışişleri bakanları ve istihbarat servislerimiz her vakit birbiriyle bağlantıda. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, yakın vakitte dışişleri bakanı olarak atandı ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ile irtibatta. İstihbarat servislerimizin de bağlantıda olduğunu biliyorum. (İki ülke arasında) söz edildiği üzere bir ihtilaf olacağını sanmıyorum. Fakat olağan ki problemler süreç içerisinde gündeme gelebilir. Değişiklik olabilir de olmayabilir de. Fakat bu mevzuda dürüst olmak gerekirse bir bilgim yok.” sözlerini kullandı.
Kılıç, NATO Tepesi ve Azov kumandanları sorunlarının Türkiye’nin Putin ile müzakere gücünü etkileyemeyeceğine dikkati çekerek, “Günün sonunda Tahıl Mutabakatı’na devam etmek ya da etmemek Putin’in kararı olacak. Lakin Birleşmiş Milletler dahil olmak üzere başka ortaklar da var. Baktığımızda bir mutabakat var ve daha evvel de belirttiğim üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan, hususla ilgileniyor. Bu birebir vakitte yalnızca Türkiye’nin değil, milletlerarası toplumun ve mutabakata taraf olanların sorunu.” yorumunda bulundu.
