İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum İdaresi Başkanlığı (AFAD) Risk Belirleme ve Tedbir Dairesi Lideri Gökhan Yılmaz, global iklim değişikliğinden kıyı vilayetlerinin daha çok etkilendiğini belirterek, afetle çabanın en değerli basamağını risk azaltma ve hazırlığın oluşturduğunu söyledi.
AFAD Risk Belirleme ve Tedbir Dairesince yürütülen, Avrupa Birliği ile Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen “Türkiye’de İklim Değişikliğinden Kaynaklanan Afet Risklerinin Azaltılması ve Ahenk Konusunda AFAD’ın Kapasitesinin Artırılması Teknik Takviye Projesi” kapsamında çalışmalar yapılıyor.
Bu çerçevede risk tahlillerinin çıkarılarak, aksiyon planlarının belirlenmesi için Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki bir otelde düzenlenen ve 3 gün sürecek “Antalya İli Afet Ahenk Planı Çalıştayı” başladı.
Çalıştayda, şiddetli yağış, kuraklık, sıcak ve soğuk hava dalgası, fırtına, orman yangını tehlikelerinin tahlilleri ve bu tehlikelerin tesir ve etkilenebilirlik tahlilleri sonucunda elde edilen bulgulara yönelik oturumlar gerçekleştiriliyor.
Risk Belirleme ve Tedbir Dairesi Lideri Yılmaz, yaptığı konuşmada, proje kapsamında global iklim değişikliğinden en çok etkilenecek Antalya ve Trabzon’da çalıştay düzenleneceğini bildirdi.
Afet olmadan önlemin alınmasının ehemmiyetine işaret eden Yılmaz, iklim değişikliğinin sonucunda oluşan afet tiplerini, çok ve şiddetli yağışların neden olduğu sel ve taşkınlar, kuraklık, sıcak ve soğuk hava dalgaları, öngörülemeyen yahut uzun müddetli sıcak ve soğuk hava dalgaları ile orman yangınlarının oluşturduğunu lisana getirdi.
Yılmaz, Antalya’da orman yangınları ve sel taşkınlarının iklim değişikliğinin tesirlerini gözle görülür biçimde ortaya koyduğuna işaret ederek, “Özellikle kıyı vilayetlerimiz iklim değişikliğinden çok daha fazla etkilenebilecek. Karadeniz’deki ve Akdeniz havzasındaki vilayetlerimiz iklim değişikliğinden en fazla etkilenen vilayetler ortasında.” dedi.
Projede belediyelerin değerli paydaş olduğunu vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:
“Afetle uğraşın en değerli etabını aslında risk azaltma ve hazırlık oluşturuyor. Risk azaltma ve hazırlık basamağına ne kadar çok ehemmiyet verirsek afetlerden o derece az etkileniyoruz. Doğal olayların kendisi afet değil, sonucunda mal ve can kaybı yaşanırsa bu afete dönüşüyor. Kayıpları azaltabilecek önlemler alabilmemiz gerekiyor. Bunlar kurumlar ve devletler açısından önemli ekonomik külfet getiriyor lakin afetler olmadan harcadığımız bir liralık harcama asgarî 7 liralık ekonomik kaybı önlüyor. Yalnızca ekonomik değil can kayıplarının, toplumsal travmaların da önüne geçeceğiz.”
Gökhan Yılmaz, kaynakları hakikat ve verimli kullanmanın, hakikat kentleşme ve yapılaşmanın en can alıcı önlemler olduğuna dikkati çekerek, sağlam binalar yapmanın, tarımda hakikat sulamanın kıymetine değindi.
“Hortumların yüzde 50’sinden fazlası Antalya’da görülüyor”
Projede yer alan Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Çiçek ise projede kapsamında Antalya’nın temel, beşeri ve fiziki özelliklerinin yanı sıra iklim değişikliğine bağlı afetler ve buna bağlı risklerin tahlilini yaptıklarını aktardı.
Selden fırtınaya yüksek yağışlardan orman yangınlarına kadar her alanı incelediklerini lisana getiren Çiçek, “Türkiye’deki hortumların yüzde 50’sinden fazlası Antalya’da görülüyor.” dedi.
Kepez, Muratpaşa, Döşemealtı ve Aksu ilçelerinde taşkın riskinin çok yüksek olduğunu belirten Çiçek, bilhassa Kumluca-Kaş ve Manavgat-Alanya ortasında şiddetli yağış riskinin arttığını kaydetti.
