İLETİŞİM Lideri Fahrettin Altun, “Dezenformasyon üzerinden yapılan sistematik palavra haberler üzerinden Türkiye’de darbeler yapılmıştır. Tekrar darbeler yasallaştırılmaya çalışılmıştır. Katliamlar yasallaştırılmaya çalışılmıştır. ve temel itibarıyla bu dezenformasyonu üretenler, bu darbeleri yapanlarla birebir kumaştandır” dedi.
İletişim Lideri Fahrettin Altun, Ankara Kültür Sanat ve Medeniyet Derneği’nin Ankara Sanat Galerisi ve Müzayedecilik Konutu’nda düzenlediği ‘1960’lar Nostalji Hayalinden Uyanmak’ standını gezdi. Altun, standa İrtibat Başkanlığı olarak takviye verdiklerini söyleyerek, “1960’lar aslında dünyada birçok değişimin ve dönüşümün yaşanmaya başladığı periyotlar. ve o devirde aslında bir taraftan dünyada batılı tüketim kültürünün yaygınlaşmasına dönük önemli adımların atıldığı, ‘kültürel devrim’ ismi altında temel prestijiyle geleneklerin, göreneklerin tarumar edildiği bir periyot ve o periyotta şekillendirilmeye başlanan o batılı tüketim kültürünün de Türkiye’ye adım adım girmeye başladığı dönemler” dedi.
‘EN GÜÇLÜ YUMRUK, 15 TEMMUZ’DA ORTAYA KONMUŞTUR’Altun, 2002 sonrasında yaşanan gelişmelerle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yürüttüğü kararlı siyasi çabayla birlikte Türkiye’de vesayetle çaba bağlamında çok büyük kazanım elde edildiğini belirterek, şöyle konuştu: “Bu kazanımı en net halde biz yeniden gerçekleşen e-muhtıra ile, e-muhtıraya karşı gösterilen o dirayetli karşı çıkışla görebiliriz. E-muhtıra ile birlikte tekrar silahlı kuvvetler bir formda Türkiye’de siyasete müdahale etmeye çalışmış, demokratik siyasetin gidişatına müdahale etmeye çalışmış; lakin Cumhurbaşkanımızın kararlı yaklaşımı ile bu bertaraf edilmiştir. Ama bu manada sahiden demokrasinin korunmasına dönük olarak, halkın iradesinin korunmasına dönük olarak en büyük uğraş ve en güçlü yumruk 15 Temmuz 2016 tarihinde ortaya konmuştur. 15 Temmuz 2016 tarihi ile birlikte artık demokrasi dışı ögeler, vesayet ögeleri ile Türkiye’de siyasete müdahale edilemeyeceği açık ve net bir biçimde tescillenmiştir. O devirde Cumhurbaşkanımızın ‘Ben milletin iradesinin üstünde bir güç tanımıyorum’ demesi ve milleti sokaklara, meydanlara davet etmesi, direnişe davet etmesi ve milletin de bu davete yanıt vererek çok güçlü bir halde direniş ortaya koyması artık Türkiye’de demokrasi dışı ögelerin, vesayet ögelerinin kendilerine bir alan bulamayacağını kanıtlamıştır” diye konuştu.’DARBELER YASALLAŞTIRILMAYA ÇALIŞILMIŞTIR’Altun, Türkiye’de demokratikleşmenin geldiği noktanın son derece değerli olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
“Bugünü anlamak için geçmişi, yakın tarihi anlamak çok değerlidir. Buna inanıyoruz. ve bu yaklaşımla biz bu sergiyi destekledik. Bur stantta dikkatinizi bilhassa çekmek istediğim değerli bir kısım daha var. O da ‘dezenformasyon’ başlığı taşıyan kısım. Orada 27 Mayıs 1960 darbesine giderken gazetelerin nasıl sistematik bir biçimde dezenformasyon ürettiğini ve bu dezenformasyonun da nasıl büyük katliamlara yol açtığını açık ve net biçimde burada görebiliyoruz. Bu nedenle bugün bizim uğraşını verdiğimiz dezenformasyon ne yazık ki Türkiye siyaset tarihinde karşılarını, tesirlerini gördüğümüz bir kötülüktür. ve dezenformasyonun somut örneklerini burada görebilirsiniz. Dezenformasyon üzerinden yapılan sistematik palavra haberler üzerinden Türkiye’de darbeler yapılmıştır. Yeniden darbeler yasallaştırılmaya çalışılmıştır. Katliamlar yasallaştırılmaya çalışılmıştır. ve temel itibarıyla bu dezenformasyonu üretenler, bu darbeleri yapanlarla birebir kumaştandır. ve bu noktada yaptıkları faaliyet gerçek manada demokrasi düşmanlığıdır, gerçek manada halk düşmanlığıdır, millet düşmanlığıdır. O nedenle bizim bugün ‘yaşasın hakikat’ diyerek verdiğimiz uğraş demokrasi gayretidir.”
