DIŞİŞLERİ Bakanı Hakan Fidan, batıda Kuran’ı Kerim’e yönelik provokasyonlarla ilgili bugün İslam İşbirliği Teşkilatı üye ülkelerinin dışişleri bakanları ile çevrim içi toplantı yapacaklarını belirterek, “Belki birtakım ortak kararların alınması mümkün olacak. Daha farklı alternatifleri de gündeme getirme imkanımız olacak. Değerli olan İslam İşbirliği Teşkilatı ülkelerinin bu bahisteki ortak çalışmalarını devam ettirmesi ve ortak hallerini sistematik bir biçimde ortaya koyması” dedi.
Bakan Fidan, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile bakanlıkta bir ortaya geldi. Fidan ve Bayramov, görüşmenin akabinde ortak basın toplantısı düzenledi. Fidan, ikili ilişkileri ve bölgesel bahisleri etraflıca ele alma imkanı bulduklarını söyledi. Fidan, “Karşılıklı yatırımlarımız 30 milyar dolar üzerinde. Güç alanında iş birliğimizi ilerletirken, ortak çıkarlar temelinde bütüncül bir stratejide çalışmaktayız” dedi.
‘AZERBAYCAN-ERMENİSTAN GÖRÜŞMELERİNİN SONUCA ULAŞMASI ÖNEMLİ’Fidan, bölgede Türkiye-Ermenistan-Azerbaycan olağanlaşması ile çok büyük bir siyasi istikrar ve ekonomik kalkınma potansiyeli bulunduğuna işaret ederek, “İşgal fiilen sona ermiş olmakla birlikte sonlandırılması gereken kimi bahisler var. Bunların başında Azerbaycan ile Ermenistan ortasındaki ateşkes mutabakatı ve hudut mutabakatları var. Bunlar ile ilgili çalışmalar ağır formda sürmekte. Hem Avrupa başşehirlerinde hem ABD’de hem Moskova’da, Ermenistan ve Azerbaycan bir ortaya gelmekte. Bunları yakından takip ediyoruz. Türkiye olarak bizim konumumuz; Türkiye-Azerbaycan münasebetleri çerçevesinde, Ermenistan’la Azerbaycan ortasındaki muahedeler sağlandıktan sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın bu noktada Ermenistan’la olan bağlantıların olağanlaştırılması konusunda iradesi bulunmakta. Hasebiyle Azerbaycan-Ermenistan ortasındaki barış görüşmelerinin sonuca ulaşması olağanüstü önemli” diye konuştu.’ERMENİSTAN İLE KARŞILIKLI GÖRÜŞMELER DEVAM ETMEKTE’Fidan, başka taraftan Türkiye-Ermenistan ortasındaki alakalarda; normalleşmede neler ve hangi adımların atılması gerektiği, hangi istikamette gidilmesi gerektiği konusunda diyalogların devam ettiğine dikkat çekerek, “Bu mevzuda kurulmuş düzenekler var, özel temsilcimiz var. En değerlisi biliyorsunuz; Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Sayın Cumhurbaşkanımızın yemin merasimi vesilesiyle Ankara’ya geldi ve karşılıklı görüşmeler de devam etmekte. Bizim inancımız bir an evvel Ermenistan ile Azerbaycan ortasındaki mutabakatların imzalanması, Türkiye’nin de böylelikle Ermenistan ile münasebetlerini olağanlaştırarak Kafkasya’da Azerbaycan-Türkiye ve Ermenistan’ın merkezinde bulunduğu bir ekonomik, istikrar ve kalkınma sürecinin bir an evvel başlaması. Bu bölgedeki öteki ülkeler içinde büyük bir fırsat” dedi. ‘FARKINDALIK OLUŞTUĞUNU GÖRMEKTEN MEMNUNUZ’Fidan, İsveç ve Danimarka’da Kuran-ı Kerim’e yönelik yapılan provokasyonlara ait de “İslam ülkeleri ile bu mevzudaki uyumumuz, telefon ve yüz yüze görüşmelerimiz devam etmekte. Bilhassa geçtiğimiz haftalarda bu mevzuyla ilgili ‘ortaklaşa ne yapılabiliriz’ sorusunu merkeze alan bir dizi diplomasi trafiği gerçekleştirildi. Bu hususun hem Birleşmiş Milletler organlarında hem İslam İşbirliği Teşkilatı platformunda önemli bir farkındalık oluşturduğunu görmekten memnuniyet duymaktayız. Bu noktada bugün İslam İşbirliği Teşkilatı üye ülkelerinin dışişleri bakanları bir çevrim içi toplantı yapacak, ben de öğlenden sonra o toplantıya katılacağım. Daha evvelden arkadaşlarımızın yaptığı hazırlık çalışmaları var. Bu çalışmalara bakarak tahminen birtakım ortak kararların alınması mümkün olacak. Daha farklı alternatifleri de gündeme getirme imkanımız olacak. Değerli olan İslam İşbirliği Teşkilatı ülkelerinin bu husustaki ortak çalışmalarını devam ettirmesi ve ortak hallerini sistematik bir biçimde ortaya koyması” diye konuştu. ‘HÜKÜMET SEVİYESİNDE AÇIKLAMA YAPTILAR’Fidan, İsveç ve Danimarka ile yapılan telefon görüşmesine ait ise şunları söyledi: “Hafta sonu Danimarka ve İsveç ile yaptığımız telefon görüşmeleri değerlidir; talep onlardan geldi. İslam İşbirliği Teşkilatı üye ülkelerin yalnızca bu mevzu merkezli toplanıyor olması temel prestijiyle büyük bir diplomatik bildiriydi. Burada şunu görüyoruz; bu telefon görüşmelerinin gerisinden her iki ülke de bakanlık seviyesinde değil; hükümet seviyesinde yazılı açıklama yaptı. Temel prestijiyle bu sorunun ortaya çıkardığı potansiyel ziyanları ve tehditleri görmeye başladıklarını anlıyoruz. Bilhassa İsveç Başbakanının yazılı açıklamasında şu ibare var; 2’nci Dünya Savaşı’ndan sonra en güçlü, en önemli güvenlik durumunu yaşıyoruz. Kendi ülkenizde bu kadar hassas hususta provokasyon yapılmasına müsaade vermeniz ve kendi kurduğunuz sistemin ve organlarının bunu engelleyememesi bir devletin kurumları ile birlikte varoluşuyla ilgili birtakım soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Yaptığımız görüşmelerde daima gündeme getirdik; burada olan hareketler öncelikle size ziyan veriyor ve daha büyük bir ziyan potansiyeli de beraberinde taşımakta, neden bunu engelleyecek bir hal içerisine gidemiyorsunuz. Buna yönelik adım atabilirler mi, kendi sistemleri içerisinde bir dönüş yapabilirler mi? Bu bizim tekrar bekleyeceğimiz, izleyeceğimiz bir süreç lakin bu süreç içerisinde de biz gerekli çalışmaları yapmaya devam edeceğiz.”‘AVRUPA’DA YENİ BİR KRİZ OLABİLİR’
Fidan, Türkiye-Azerbaycan’ın güç iş birliğinin yalnızca iki ülkenin çıkarlarına hizmet eden bir mevzu olmaktan çıkarak, daha stratejik bir seviyeye dönüştüğünün altını çizdi. Fidan, “Bu çerçevede Avrupa’nın da güç güvenliğine katkıda bulunmaktayız. Türkiye, kendi gücünü tedarik ederken, Azerbaycan’la bu iş birliğini yürütürken ortaya koyduğu perspektif iki ülke tarafından Avrupa’nın güç güvenliğine de katkıda bulunmakta. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Sınırı ve Trans Anadolu Doğalgaz Boru Sınırı (TANAP) başta olmak üzere bunun değerli bir kısmını Azerbaycan’la yapıyoruz. Güney gaz koridorunun bel kemiği TANAP, Avrupa’nın değerli bir gaz tedarik arteri durumunda. Yılda 16 milyar metreküp gaz akmakta. Bunun da en az yarısı Avrupa’ya gitmekte. Ukrayna Savaşı’yla gördük ki; birinci sefer global düzlemde bir güç krizi yaşanmakta. Merkezinde de bunun Avrupa var. Büsbütün de atlatılmış değil. Ne vakit atlatılacağı da açıkçası şu anda öngörülemiyor. Bu noktada Avrupa’da gelecek kış yeni bir kriz olabilir. Güç piyasalarındaki belirsizlikler de bu nedenden ötürü devam ediyor. Yalnızca tedarik ölçülerinde değil; fiyat istikrarı tesisinde de ıstıraplar var. Azerbaycan’la önümüzdeki yıllar için bu bahislere yönelik stratejik diyaloğumuz ve hazırlığımız devam etmekte. Ek kapasite yaratılması, bunun taşınması için TANAP’ın kapasitesinin artırılması kelam konusu. Hazar Havzası’nda başka kaynakların ülkemize getirilmesi konusunda da çalışmaktayız. Türkmen gazı giderek daha değerli hale gelmekte” diye konuştu.
