TBMM Lideri Numan Kurtulmuş, “Başkasından medet umacak, diğerinden ulufe bekleyecek durumda hiç değiliz. Bu gücümüzü önemli bir halde kullanmanın vakti, sırası ve imkanları önünüze gelmiştir” dedi.
TBMM Lideri Kurtulmuş, Ankara’da bir otelde düzenlenen “Türk Dünyası Yüzyılı: Siyasi, Ekonomik Münasebetlerde Yeni Rol Modeli” bahisli Türkiye-Azerbaycan Ortak Konferansı’na katıldı. Burada bir konuşma yapan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in liderlikleri sayesinde Türkiye-Azerbaycan ortasındaki iş birliklerinin artık tek millet-iki devlet anlayışı çerçevesinde gerçekleştiğini lisana getirdi. Ermeni işgalinin 30 yıl boyunca dünya egemenlerince görmezden gelindiğine dikkati çeken Kurtulmuş, “30 küsur yıl içerisinde kimsenin kılı kıpırdamazken Azerbaycan, Aliyev’in liderliğinde ve Cumhurbaşkanımızın, Türkiye Cumhuriyeti devletimizin her alanda sonuna kadar takviyesiyle birlikte 30 yıllık işgali sona erdiriyor. Madem elin oğlundan sıkıntımızı çözecek bir yanıt gelmiyor, o vakit Azerbaycan kendi göbeğini kendisi kesti ve Allah’a çok şükür bugün Karabağ azat oldu. İnşallah önümüzdeki süreçte de Karabağ abad olacak” dedi.
“Türk Cumhuriyetleri, bugün muhakkak bir güç ortaya koyma imkanına sahiptir”
Türkiye ve Azerbaycan’ın ortak çalışmalarıyla iki ülkenin bulunduğu bölgede bir istikrar ve istikrar sağlayarak dünya barışına önemli katkıda bulunulacağını ümit ettiğini söyleyen Kurtulmuş, çok büyük fırsatların ve çok büyük tehditlerin olduğu bir süreç yaşanacağını aktararak, şunları kaydetti:
“Bu bölgede artık hiçbir ülkenin yalnızca soloyla bir yere gitmesi mümkün değil, ne yapacaksak koro halinde yapacağız. Bilhassa Türk Devletler Birliği halinde bir ortaya gelen Türk Cumhuriyetleri, bugün belirli bir güç ortaya koyma imkanına sahiptir. Tek tek her bir ülkenin kendi başına hareket etmesi yerine, ülkelerimizin birlikte, ortaklaşa ortak amaçlar istikametinde yürüyebilmesi için de önemli bir iradenin var olduğunu görüyoruz. Orta Asya’nın içlerinden Avrupa’ya kadar uzanan bu koridorda kelam, tesir ve karar sahibi olabilecek bir noktaya gelmiş bulunuyoruz. Kâfi ki diğerlerinin ekseninde, bize bırakılan alanda, bizim için çizilen ve müsaade edilen alanlarda hareket etmek yerine, açık söyleyeyim doğunun ve batının eksenine mahkum olmak yerine, kendi özgün eksenimizi kurarak. Türkiye’nin bir tane ekseni var; o da kendi ulusal eksenidir. Türk devletleri kendi eksenini kurduğu taktirde dünyada kelam, güç ve karar sahibi olacak, bir siyasi fikir, ekonomik güç merkezi ortaya çıkacaktır. Bu merkezin ortaya çıkması ve giderek güçlenmesi inanın ki her tarafı bir çatışma bölgesi haline gelmiş bu dünyanın selameti bakımından gereklidir.”
“Türkiye, güçlü bir yerde çok kıymetli bir jeostratejik imkana sahip”
Son vakitlerde Afrika’da yaşanan olayları bir ‘uyanış’ olarak tanımlayan Kurtulmuş, “Allah’ın müsaadesiyle onu da göreceğiz. Uyanışının birinci adımlarını gördüğümüz Afrika’daki bu doğum sancıları da, aslında Afrika’da dünyanın birçok ülkesinin güç uğraşının yansımalarını taşımaktadır. Hele hele Türkiye’nin içinde bulunduğu bu coğrafyada, bir tarafta Kafkaslar, bir tarafta Karadeniz, bir tarafta Balkanlar, bir tarafta çabucak güneyimizden başlayarak Afrika’nın ortalarına kadar giden Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesi, Doğu Akdeniz bölgesi, bütün bu çatışma bölgesinin ortasında Türkiye, güçlü bir yerde çok değerli bir jeostratejik imkana sahip. Bunun tek yolu iki ayağımızın da sağlam bir biçimde yere basmasından geçiyor” diye konuştu.
“Gücümüzü önemli bir halde kullanmanın vakti önümüze gelmiştir”
TBMM Lideri Kurtulmuş, diğerlerinden medet umup, diğerinin ortaya çıkardığı koşullardan istifade edip 21’inci yüzyılda ilerlemenin mümkün olmadığının altını çizerek, şöyle devam etti:
“Kendi öz gücümüze güvenerek lakin dünya milletleriyle de barış ve iyilik ortamını oluşturarak, ütopik olmayan fakat rasyonel maksatları önümüze koyarak yolumuza devam edeceğiz. Öbür yolumuz, öteki seçeneğimiz yok. Diğerinden medet umacak, diğerinden ulufe bekleyecek durumda hiç değiliz. Bu gücümüzü önemli bir formda kullanmanın vakti, sırası ve imkanları önünüze gelmiştir. Bunun için Türkiye’de daima bir arada kıymetli bir vizyon olarak ortaya konulan Türkiye Yüzyılı, yalnızca siyasi bir retorik değil, yalnızca bir partinin ya da yalnızca birtakım partilerin ortak görüşü değil, milletimizin ortak gayelerinden birisi olmak zorundadır. Türkiye Yüzyılı, kelamı güçlü, güçlü etkili bir Türkiye’nin yüzyılı demektir.”
Sözün tek başına güçlü olmasının kâfi olmayacağını kaydeden Kurtulmuş, “Adaleti, hakkaniyeti yanlışsız bir halde ortaya koyacaksınız lakin gücünüzün etkisi olabilmesi için o gücün ardına da gerekli güç koyacaksınız. Bunun için ekonomik gücü, askeri gücü, yüksek teknolojilerdeki yatırımlarınızı, dünyada her alanda rekabet edebilen endüstriyel altyapımızı, hepsinden değerlisi toplumsal bütünleşmeyi sağlamış olan sağlam kaya üzere bir toplumsal yapıyı sözünüzün gerisine koyarsanız o sözünüz etkili olur” değerlendirmesini yaptı.
“Yüz milyonlarca mazlum, herkes gözünü Türkiye’ye dikmiş vaziyettedir”
Kurtulmuş, Türkiye Yüzyılı’nın güçlü bir halde gerçekleşmesinin gayeleri ve hayalleri olduğunu hatırlatarak, “Türkiye Yüzyılı olarak ortaya konulan bu perspektifin içinde beslediği kıymetli ögelerden biri de; Türkiye’yi yalnızca 85 milyon vatandaşımızdan ibaret bir ülke ve güç olarak görmeyip, bunun ötesinde bir gücü ortaya koyabilmektir. Evvel Türk dünyası, akabinde yaklaşık 2 milyara yaklaşan İslam dünyası, akabinde dünyanın dört bir tarafında haksızlıklara ve zulme uğramış yeni ve adaletli bir dünya talep eden yüz milyonlarca mazlum, herkes gözünü Türkiye’ye dikmiş vaziyettedir” dedi.
“Allah’ın müsaadesiyle çok daha güçlü bir noktaya geleceğiz”
85 milyon vatandaşın huzurunun ve refahının gelişmesinin öncelikli görevleri olduğunu aktaran Kurtulmuş, şunları lisana getirdi:
“Ama akabinde Türk dünyası, İslam dünyası ve bütün dünya mazlum olarak üç halkayla tabir edebileceğimiz bu halkaları güçlü, adaletli, hakkaniyetli bir formda büyüterek, güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz. Bunun yolu dostlarımızı çoğaltmak, düşmanlıklarımızı azaltmaktan geçiyor. Bunun yolu dostlarınızla olan münasebetlerinizi daha ileriye götürmek, yakın etrafımızda, yakın gerimizde bulunanların hepsiyle imtihan içerisinde söylüyorum kardeşlik hukukunu gerçekleştirmektir. Kardeşimiz olarak bildiğimiz coğrafyanın insanlarını genişleteceğiz, aramızdaki bağları artıracağız, aramızdaki bağları kuvvetlendireceğiz ve Allah’ın müsaadesiyle çok daha güçlü bir noktaya geleceğiz.”
Programa, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, MHP Genel Lider Yardımcıları İsmail Özdemir ve Kamil Aydın, Azerbaycanlı pek çok iş adamı ile bürokratlar katıldı. – ANKARA
