TRAKYA’da, kuraklık ve kavurucu sıcaklar nedeniyle içme ve ziraî alanda kullanılan 14 barajdaki ortalama doluluk oranı geçen yıla oranla yüzde 12 azalıp, yüzde 35’e düştü. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nden Prof. Dr. Halim Orta, yer üstü su kaynaklarının geliştirilemediğini belirterek, “Milli Kuraklık Merkezi’nde çok geciktik, acilen kurmamız lazım bunu. Yer üstü su kaynaklarını yani o kış yağışlarını depolayıp sıkıntı vakitlerde kullanacağımız, ekosistemi bozmayan, küçük ölçekli gölet ve barajları, köy bazında yahut organize endüstriler için gerekli olan su gereksinimini karşılamak maksadıyla hayata geçirmemiz lazım” dedi.
Kuraklık ve kavurucu sıcakların hakim olduğu Trakya’da, içme ve sulama hedefli kullanılan barajdaki doluluk oranı her geçen gün düşüyor. Devlet Su İşleri’ne (DSİ) ilişkin Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli’de içme ve sulama maksatlı kullanılan barajlardaki doluluk oranı geçen yıla oranda yüzde 12 daha düştü. Geçen yıl 14 barajda ortalama yüzde 47 olan doluluk oranı, bu yıl yüzde 35’e geriledi. Kırklareli’de Kayalıköy Barajı’nın doluluk oranı geçen yıla oranla yüzde 28, Kırklareli Barajı’nın yüzde 29, Edirne Altınyazı’nın yüzde 28, Tekirdağ Naipköy Barajı’nın doluluk oranı da yüzde 27 ile suyu en çok azalan barajlar olduğu görüldü.
‘SEVİYELER ÇOK DÜŞTÜ’
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Arazi ve Su Kaynakları Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Orta, yer üstü su kaynaklarının geliştirilemediğini belirterek, “Dolayısıyla yer altı suyunun bilinçsiz ve süratli tüketimine devam ettik. Şu anda tam da bu türlü kriz periyotlarında, kuraklık devirlerinde kullanabileceğimiz bu yer altı su kaynaklarında da düzeyler çok düştü. Bugün prestijiyle bölgesel ve ülkesel manada yaşadığımız kuraklık çok yakın bir süreçte bizim ithalat yaptığımız ülkelerde de tesirini göstermeye başlayacaktır. Üretmekten ve kendi ulusal sonlarımız içerisinde deva aramaktan, hatta bu devaları, bulduğumuz bilimsel dermanları komşularımızla da paylaşmaktan öteye bir şey göremiyorum. Bunun için daima söylediğimiz Ulusal Kuraklık Merkezi’nde çok geciktik, acilen kurmamız lazım bunu. Yer üstü su kaynaklarını yani o kış yağışlarını depolayıp onları sıkıntı vakitlerde kullanacağımız, ekosistemi bozmayan, küçük ölçekli gölet ve barajları, köy bazında yahut organize endüstriler için gerekli olan su muhtaçlığını karşılamak emeliyle hayata geçirmemiz lazım. 750 köyü var Trakya’nın. O vakit söylemiştim, bundan 10 yıl evvel hoş bir slogan olur; ‘Her köye bir gölet’ diye. İşte bu göletleri yapsaydık en azından yer altı su kaynaklarını bu kadar süratli tüketmeyecektik. Şu anda biliyorsunuz bölgede, sanayi başta olmak üzere tarım ve mahallî idareler, kentler, içme sularının tamamının yani şu anda bizim bu bölgede yer üstü kaynaklarının oranı, tükettiğimiz suya bakarsak yüzde 10-15’leri bulmuyor. Yüzde 85-90’ını yer altı su kaynaklarından kullanıyoruz. Bunlarda da çok önemli azalmalar kelam konusu” diye konuştu.
‘KURAKLIK RANDIMANI DÜŞÜRDÜ’
Prof. Dr. Orta, kuraklığın tarım eserlerinde randıman kaybına neden olduğunu tabir etti. Prof. Dr. Orta, mart ve nisan aylarında önemli yağışların çiftçiye umut olduğunu fakat mayıs ayından itibaren kurak bir dönem geçirildiğini kaydederek, “Bu kuraklığın tesiri sonra tam harman devrinde haziran sonu temmuz başında aldığımız, bu defa sağanaklarla kurak periyottan randıman azalmasıyla gelen hububatta önemli kalite azalmalarına da sebep oldu. Randıman pahaları, hektolitreleri, randıman parametreleri azaldı ve yazlık ekimlerde ise o süreçte bitki çok düşünceye girdi. Şu günlerde de yazlıkların başta ayçiçeği olmak üzere vahim randıman ve kalite düşmeleri var. O denli ki bölgede, Trakya’da örneğin, şu anda birçok arazi biçme parasını karşılamayacağı için çiftçiler tarafından sapları kıyılarak toprağa karıştırılıyor. 30-40 kilogram dekarlarda randımanlar söyleniyor. Şu anda Trakya’da hasadın şimdi başları yüzde 10’u tahminen hasat edildi eserin lakin hiç 100 kilogram ve üzerinde bir randıman kulağımıza gelmedi. Biliyorsunuz Trakya’da bizim ayçiçeği ortalama verimimiz 200 kilogramlar civarındadır. 200-250 kilogram ortasında eser alırız. Bu da dehşetli bir sonuç” diye konuştu.
